Akıllı telefonların, mobil internet erişiminin ve trafik verisinin toplanıp analiz edilerek sunulduğu uygulamaların varlığından önce bu tip bir davranış biçimine sahip olmadığımızı hatırlatmak gerekli.

Benzer şekilde akıllı cihazlar ile gelen barkod ve ödeme sistemlerinin kullanımından, karşılıklı konum bilgilerinin paylaşılarak ulaşım sağlanmasına, sosyal medyadaki yorumların değerlendirilerek akşam yemekleri için mekân seçimlerine kadar pek çok alanda bu dönüşümü yaşadığımız bir gerçek.

Tabi ki Dijital Dönüşüm süreci sadece bireyleri değil, kurumları da yakından ilgilendiriyor.

Örneğin üretim sektöründe, üretim cihazlarından toplanan verilerin analiz edilerek cihazların ne zaman arıza verebileceklerinin tahmin edilmesi, üretim ve bakım planlamasının buna göre düzenlenmesi artık mümkün.

İnşaat sektöründe, ülkemizdeki bir şantiyede çalışan bir mühendisin, dünyanın öbür ucundaki bir şantiyedeki başka bir mühendis ile aynı proje planı üzerinde eş zamanlı olarak ve sadece elindeki cihaz ile güvenli olarak çalışabildiğini görüyoruz.      Müşterilerine ulaşmak için ofise ihtiyaç duymayan, tüm satış raporlarını anlık olarak mobil telefonunda takip eden, internet bağlantısı üzerinden hem ses hem de içerik paylaşımını birkaç dokunuş ile gerçekleştirebilen her yerden çalışan kullanıcı profillerini hemen her yerde görüyoruz. Hatta müşterilerinden aldıkları bilgileri o anda işleyerek, müşterilerine farklı soruları sorduran ve ilgilerini çekebilecek fırsatları yine o anda sunmalarına imkan veren kendi kendine öğrenen yapay zekâ sistemlerinin hayatımıza girmeye başladığı bir dönemdeyiz.

Bunlara ilave olarak, ses, parmak izi, retina taraması ile çok hızlı şekilde kimlik doğrulayarak bizi kendi hesaplarımıza aktaran bankacılık sistemlerinden, büyükşehirlerde trafik bilgisini veya bir sonraki toplu taşıma aracının bulunduğumuz durağa uğrayacağı zamanı aktaran pek çok sistem artık bu dönüşümün birer bileşeni olarak hayatımızda yer alıyor.

Dijital dönüşümü bünyelerindeki süreçlerine ve stratejilerine doğru olarak uyarlayan kurumların, rakiplerine göre rekabette pek çok açıdan öne çıktığını görüyoruz. Tersi durumda, yani bu dönüşümü yakalayamayan kurumların rekabette geri kaldıkları hatta zaman içinde piyasadan silindikleri durumlarla da karşılaşıyoruz.

Dijital Dönüşüm kavramını, sadece tüm teknolojileri satın almak ya da sadece sosyal medyayı kullanmak olarak algılayan kurumların, bu dönüşüm sürecinden olması gereken faydayı sağlayamadığını belirtmek yanlış olmaz.

Dijital dönüşüm sürecinin, kurumunuza fayda sağlaması için, kurumunuz için gerekli olan doğru teknolojilerin, rakipleriniz gözetilerek ve gerçek ihtiyaçlarınız analiz edilerek tıpkı bir terzi usulü size özel bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir.

Pixel Bilişim olarak, kurumunuzun Dijital Dönüşüm sürecinde, sektörde uzun yıllardır biriktirdiğimiz tecrübemizi size yol göstermek ve rakiplerinize göre sağlayabileceğimiz avantajları sunarak öne geçmenizi sağlamak için hazırız

Bu Dijital dönüşüm sürecinizde size sağlayabileceğimiz avantajları aktarabilmemiz için bizimle iletişime geçin!